Derin Bir Nefes Al! Şefkatli Ol ve Anda Kal!


Okuduğunuzda, en az bir terapi kadar iyi gelsin diye hayal ettiğim bir blog yazımla daha geldim. Her şeyin çok fazla olduğu bu zamanlarda, derin bir nefes almak, en önce kendimize şefkatli olmak ve anda kalabilmek…Bu muhteşem üçlüyü her daim gönlümüzde taşısak. Uzman bir psikolog olarak, tedavi yöntemi olan nefese, terapilerimde etkin olarak yer veriyorum. Nefes çok başka diyebilirim hatta.


Danışanlarımın, nefes terapilerine devam ederken ve finalinde yaşadığı dönüşümleri olağanüstü. Doğru nefes almaları hem beden olarak hem de ruhsal olarak esnetiyor adeta onları. Nefes terapisine dahil olan danışanlarım, şimdiye kadar yanlış nefes aldığını fark eder çoğunlukla. Tutulan nefesler, nefesler arası alışverişlerde yaşanan kopukluklar…Tüm bunları fark ettiklerinde şaşırırlar. Terapi esnasında, doğru nefes alma tekniklerini öğrenen danışanım adeta yaşama farklı bir şekilde yeniden başlar. Nefes terapi, hem fiziksel hem ruhsal hem de psikolojik sorunlarımızı bir denge düzlemine getirir. Nefes alma konusunda doğru teknikleri öğrenen danışanım, devam eden süreçte stresinde azalma yaşar. Terapiler bölümünde nefes terapi alanında da bahsettiğim gibi; dijital çağın artı ve eksileri ile iç içeyiz. Öyle çok uyarana maruz kalıyoruz ki; bunca uyaran içinde bir an durmaya, nefes almaya ve anda kalmaya ihtiyaç duyuyoruz hepimiz. Bu dönemde hem çocuklarda hem de yetişkinlerde çok fazla dikkat dağınıklığı yaşanmakta. Nefes, doğru teknikler ile uygulandığında tüm bu uyaranlara karşı odağımızı ve dikkatimizi toplayabiliriz. Seansa gelen danışanlarımın, her terapi bitiminde daha enerjik, daha canlı olduğunu gözlemlerim. Fiziksel birçok hastalık, aslında bedenimizin bize bir işaretidir. Nefes terapi, fiziksel hastalıklar için de etkin bir tedavi yöntemidir. Birbiri ile bağlantılı ve muazzam şekilde işleyen immün sistemimizde ritmi değiştiren stres, öfke, sinir gibi duyguları azaltır ve böylelikle sağlıklı bir bedene kavuşuruz. Sadece nefesin önemi üzerine ayrı ve geniş bir blog yazacağım sizler için.


Başlıkta yer verdiğim, ikinci altın anahtar; “şefkat” için yine ayrı ve geniş bir başlığa ihtiyaç duyuyorum aslında. Son zamanlarda daha yüksek sesle duyduğumuz bu kavram, öz şefkat ve öz şefkatli farkındalık yaşamımız için çok önemli. Diğer blog yazılarımda da bahsetmiş olduğum, önemle altını çizdiğim, her şeyin bir şekilde birbiri ile bağlantılı olduğunu tekrar belirtmek isterim. Öz şefkat insanın kendisi için şifa, kendi yansıması ile de etkileşim halinde olduğu herkes için şifadır.


Bu yazımı son olarak anda kalmak ile taçlandırmak istiyorum. Bilinçli farkındalık, giderek yayılan ve artık daha fazla mindfulness şekliyle duyduğumuz anlayış. Hepimiz zamanın içinde dikkatimizi yönetebilme ihtiyacı duyuyoruz. Eğer bu duruma dair kalbimiz ile bir anlaşmaya varabilirsek tüm dikkatimizi şimdiki zamana yönlendirebilir ve yaşam kalitemizi oldukça yükseltebiliriz. Farkındalıkla şimdiki zamanda olabildiğimiz her an mindful olma hali yani bilinçli ve dikkatli olabiliyoruz. Yapacağımız pratikler ile de yaşam tarzı haline getirdiğimiz bu bilinç seviyesi bize şimdiki zamanda memnun olma halini sunuyor. Geçmişteki anılara gidebilen ve geleceğe yönelik planlar peşinde olan bir zihnimiz var. Bu denklemde yolculuğun pozitif halde olması evet çok güzel ancak; bazen yoğun negatif düşünceler ile bunu yapabiliyoruz. Bilim dünyasının çok uzun zamandır yaptığı araştırmalara rağmen henüz ulaşamadığı birçok alanı vardır zihnimizin. Buna karşın mindfulness hali, yaşamın içinde altın bir anahtar niteliği taşıyor. Yaşamda, birbirini takip eden kareler gibi zamanı sürdürürken, bu kareler anılarımızı oluşturuyor. Daha tatmin edici bir yaşam için odaklanmamız gereken şimdi ve şimdide oluşturduğumuz an, anı, eylem. Bilinçli farkındalık halini geliştirdiğimizde, düşünce ve duygularımızın farkında olma ve böylelikle yönetebilme gücüne sahip olabiliriz. Asırlar öncesinden günümüze kadar halen devam eden meditasyon pratikleri ile bu mümkün. Özellikle çağımızda çok fazla uyarana maruz kalan bizler için mindfulness yani bilinçli farkındalık halini temelleri ile öğrenmek ve yaşamımızda uygulamak adeta ihtiyaçtır.


Son yıllarda özel eğitimlerden geçerek bu alanlarda edinmiş olduğum yetkinlikler ile terapiler bölümünde yetişkinlere özel danışmanlıklarımda tavsiye ettiğim üç altın anahtar diyebilirim.


Sizde lütfen derin bir nefes alın!


Önce kendinize sonra etkileşim halinde olduğunuz herkese ve her şeye şefkatli olun! Ve anda kalın!


Sevgiyle